Dikey tarım, sürdürülebilir tarım, iklim değişikliği, gıda güvenliği
Türev İçerik
3 dakika
Yazan: Volkan Yeşil

Farklı bir üretim yaklaşımı: Dikey Tarım

Her geçen gün değişen iklimin etkisi, sınırlı doğal kaynaklar ve hızlı nüfus artışı özellikle gıda sorununu gündeme getirmekte ve gıda güvenliğine yönelik çalışmalara dikkat çekmektedir. Öyle ki içerisinde bulunduğumuz şartlar altında en iyi çabayla bile sürdürülebilir bir toprak yönetimi oldukça zor görülmektedir. Bu noktada bilim ve teknolojinin sunacağı çözüm yolları oldukça önem arz etmektedir. Dikey tarım bu noktada dikkat çeken bir üretim sistemidir.

Her geçen gün değişen iklimin etkisi, sınırlı doğal kaynaklar ve hızlı nüfus artışı özellikle gıda sorununu gündeme getirmekte ve gıda güvenliğine yönelik çalışmalara dikkat çekmektedir. Öyle ki içerisinde bulunduğumuz şartlar altında en iyi çabayla bile sürdürülebilir bir toprak yönetimi oldukça zor görülmektedir. Bu noktada bilim ve teknolojinin sunacağı çözüm yolları oldukça önem arz etmektedir. Dikey tarım bu noktada dikkat çeken bir üretim sistemidir.

Var olan tarıma entegre edilmiş, uzaktan algılama, hassas tarım uygulamaları gibi desteklerin yanı sıra dikey tarım yeni bir üretim şekli sunar. Bitkilerin üst üste istiflenerek yetiştirilmesi temeline dayanan dikey tarım; tarihi Milattan Önce 600lü yılarda Babil’in Asma Bahçelerine dayansa da “dikey tarım” kavramı Kolombiya Üniversitesinde, 1999 yılında halk sağlığı ve mikrobiyoloji profesörü olan Amerikalı bilim insanı Dickson Despommier ve öğrencileri tarafından literatüre kazandırılmıştır.

Dikey tarım, ekimden hasada kadar olan süreçlerde teknolojik ekipmanlarla bitkiye en iyi yetiştirme koşullarını sunmayı ve birim alandan en yüksek verimi almayı vaat etmektedir. Bu nedenle ışık, nem, sıcaklık ve karbondioksit gibi faktörler bitki türlerine göre optimize edilmelidir⁠. Bu nedenle tatminkâr ürün miktarı ve kaliteli ürün elde etmek için açık veya yarı açık tesisler yerine tam kontrollü kapalı sistemler önerilmektedir. Ürünün kapalı sistemlerde yetiştirilmesi beraberinde iklim koşullarından, çevresel etmenlerden etkilenerek hastalık kapmadan dört mevsim üretim yapma avantajını getirmektedir.

Ek olarak, yapılan çalışmalar göstermektedir ki dikey tarım geleneksel tarıma oranla %80’e varan su tasarrufu sağlamaktadır. Tarımın, içilebilir suyun ortalama %70’ini kullandığı ve beklenilen su sorunu düşünüldüğünde bu tasarruf oldukça önem arz etmektedir. Bu avantaj sürdürülebilir bir yaşam için dikey tarımın gerekliliğine dikkat çeken önemli bir noktadır.

Geleneksel tarım tekniklerinin getirdiği, aşırı su kullanımı ve sürdürülemez toprak yönetimi, kimyasal ilaç kullanımı sonucu doğal su kaynaklarının kirlenmesi ve açığa çıkan sera gazları, gelecekteki gıda üretimini zayıflatacak şekilde çevreye zarar vermektedir. Dahası, tarımsal üretim için ormansızlaşma, göllerden ve nehirlerden su çekme biyolojik çeşitliliğe büyük ölçüde zarar vermektedir. Bu açıdan bakıldığında çözüm sadece gıda üretimini artırmak değil, aynı zamanda çevre ile uyumlu tarımsal üretimi artırarak sürdürülebilirliği sağlamaktır. Bu bağlamda, yeni teknolojileri benimsemek ve bunları tarımsal faaliyetlerde kullanmak, sürdürülebilir bir üretimin sağlanmasında anahtar çözüm olacaktır⁠. Şüphesiz artan gıda arzını çözmek için tek bir teknolojik strateji yeterli olmayacak, ancak atılması gereken önemli bir adımdır.

Değişen iklim, başta su olmak üzere diğer doğal kaynakların kısıtlanması ve fosil yakıtların zararları düşünüldüğünde, iyimser davranmak yerine çok hızlı bir geçiş ihtiyacı aşikârdır. Bu noktada dikey tarım, sahip olduğu sayısız fırsatla yeni teknolojileri tarım sistemine uyarlamak için en umut verici çözümlerden biridir. 

Yeni bir yöntem olması sebebiyle üzerine çalışılacak çok konu olmasının beraberinde, ziraat mühendisleri, şehir ve bölge planlamacılar, mimarlar gibi çeşitli disiplinlerin ilgisini çekmiş olan dikey tarımın gelecekte gıda güvenliğine çözüm sağlayacak somut sonuçlar üretileceği düşünülmektedir. Halihazırda çoğunluğu orta ölçekli olan dikey tarım sistemleri Hollanda, Singapur, Birleşik Arap Emirlikleri, Amerika, Japonya, Çin ve İngiltere gibi birçok ülkede boy göstermektedir.  Hiç şüphesiz ki bu kuruluşların başarısı ileride kurulacak çok daha büyük dikey tarım merkezlerinin habercisi olacaktır. Şimdilik çoğunlukla domates, marul, salatalık, ıspanak, havuç, biber, patates, mantar gibi bitki gruplarının yetiştirildiği, dikey tarım küresel pazarının 2024 yılına kadar %25 artarak 11,5 milyar Euro'ya ulaşması beklenmektedir

Özetle, dikey tarım, birim alanı geleneksel tarıma göre çok daha verimli kullanmak, mevsimsel etkileri göz ardı etmek ve herbisit ve pestisit gibi maddeleri uzaklaştırmak ve kaynakların daha verimli kullanılması açısından göz ardı edilemeyecek kadar önemli alternatif bir yöntemdir. Böylelikle çevreye duyarlı ve sürdürülebilir bir tarımsal üretim sağlama potansiyeline sahiptir.

Resim Kaynak

pv-magazine-usa.com

Yorumlar